Selami Şahin’in Sabah Gazetesi Göksan Göktaş ile Gerçekleştirdiği Röportajı !

May 7 • Bültenler, Haberler, Selami Şahin Bültenler, Selami Şahin Haberler • 2519 görüntüleme • Yorum yok Selami Şahin’in Sabah Gazetesi Göksan Göktaş ile Gerçekleştirdiği Röportajı !

Bu Selami Şahin Mozart’ın torunu mu!

Popüler müziğe yüzlerce beste hediye etti. 40-50 yıl önce yazdığı şarkılar bugünün gençlerinin dilinde. Şimdi de kurduğu caz grubuyla konuşuluyor, efsane şarkılarını caz altyapısıyla söylüyor. Yeni albümümün eli kulağında ve yine çok iddialı. “Öyle yeni besteler var ki, bu Selami Şahin Mozart’ın torunu mu diyecekler” diyor.

Bazı insanlar sırlarını açıkta saklarlar… Kendi ruh dünyamızı korumanın binlerce hayat sınavından geçmiş, kadim yollarından biridir ‘açıkta saklanmak’. Başkalarına gösterdikleriyle, içlerinde yaşadıkları arasında ışık hızıyla tarif edilecek uzaklıklar bulunur kimilerinde. İçlerindeki cevheri muhafaza eden bir zırh gibidir kabukları. İşte bizim, Türkiye’nin en esprili, en neşeli, en şakacı popüler müzik fenomenlerinden Selami Şahin de böyle bir isim. Ya da en azından yakından tanıyınca böyle bir hisse kapılıyor insan. Konuşurken ne sık hüzünleniyor bir görseniz. Gözleri doluyor. Tam da böyle anlarda, patlatıyor esprilerini. Fotoğrafçımız “Çekiyorum” dediği anda, “Allah çektirmesin evladım” diyor yoğun hüzün tabakasını dağıtmak için mesela. Herkesi esprileriyle, taklitleriyle kırıp geçiren Selami Şahin’in içinde duygusal, hatta kendi tabiriyle aşırı duygusal bir adam var. Öyle olmasa Türk popüler müziğinin birbirinden melankolik, birbirinden içe dönük şarkılarını nasıl yazabilirdi ki zaten!

10 YENİ BESTESİNDEN OLUŞAN YENİ ALBÜMÜNÜN DE ELİ KULAĞINDA

Çocuk yaşta yazdığı ve 1969 yılında kendisine yılın şarkısı ödülünü getiren Sen Mevsimler Gibisin’in üzerine 370 beste ekledi Şahin bugüne kadar. Bu topraklarda şöhret doruğuna erişmiş onlarca isim şarkılarını söyledi, hatta o şarkılarla kariyer yolculuğunun startını verdi. Selami Şahin her zaman kendini yenilemeyi bildi. Bu yüzden belki de, 1970’lerde bestelediği yüzlerce şarkıyı konserlerinde 20’sine basmamış gençler ezbere biliyor, marş gibi söylüyor. Her dönem, duruşunu bozmadan kendini güncellemeyi bilen Şahin bu kez de, SemiJazz Orkestrasıyla, yıllara meydan okuyan şarkılarını caz altyapısıyla söylüyor. Kendi şarkısından esinlenerek söylersek, Şahin’in “Cazla başı dertte…” Ama ne yapacağını her zamanki gibi çok iyi biliyor. 10 yeni bestesinden oluşan yeni albümünün de eli kulağında bu arada. Röportajın başında bize, grubun şefi, Şahin’in dostu, piyanisti ve aranjörü Semih Erdoğan da eşlik etti.

-SemiJazz Orkestrasıyla ile çalışma fikri nasıl doğdu?
– Semih Erdoğan benim orkestra şefim, piyanistim. Pek çok albümümün aranjörlüğünü yaptı. Bir gün sohbet ederken “Böyle bir düşüncem var” dedi. Bu projeyi anlattı, ben de “Her şey okeydir. Sana bırakıyorum. Çünkü bu senin üzerinde düşündüğün bir proje” dedim.

– Bu fikrin oluşumunu Semih Bey’den de duymak isterim.
– Semih Erdoğan: “Semi” İngilizcede “yarı” anlamına gelen bir kelime. İşin içinde belki biraz ‘Semih’ de vardır ama gerçek açılımı ilk söylediğim gibi. Biz de yarı caz, yarı alaturka yapıyoruz aslında. Caz ağırlıklı, Batı enstrümanlarıyla; özellikle nefeslilerle destekleyerek çalıyoruz Selami Bey’in bestelerini. Kendisinin bestelerini zaten anlatmaya gerek yok, ne kadar müthiş olduğunu hepimiz biliyoruz. Biz de zaten var olan o güzelliğin üzerine biraz tuz, biberle süsleme sanatı yapıyoruz. Proje böyle çıktı. Selami Abi de sağ olsun, her zaman modernliğe, yeniliğe çok açıktır. Bu projeyi onunla beraber yapmaktan çok keyif alıyoruz.

– Selami Bey, sizin caza ilginiz ne düzeyde?
– Televizyonda yabancı müzik kanallarını sık izlerim. Opera, caz, rock… Müzikte ayrım yapmam, ama iyi müziği ayırt edebilirim. Aynı şekilde bizde de Türk Sanat Müziği, türküler, Roman müziği, senfonik caz orkestraları… Her şeyi dinlerim. Ama özellikle caz orkestralarını dinlediğim zaman melodiden çok kemanlar, bas gitar, flüt, diğer üflemeliler ne çalıyor, onları takip eder ve kendimden geçerim.

– Cazda bir serbestlik duygusu var. Üzerine o anda doğaçlamalar yapılabiliyor…Şarkılar anın ruhuna göre değişebiliyor.
– Her türlü beste yapmayı seviyorum Opera deyin bana, sözler gelsin İngilizce, Fransızca neyse… Opera yaparım, meraklıyımdır. Cazda da öyle. Okurken orkestraya uygun ama Selami Şahin çizgisini bozmadan, bir başka dünyaya gitmiş gibi oluyorum.

Röportajın Tamamı için: https://www.sabah.com.tr/cumartesi/2018/05/05/bu-selami-sahin-mozartin-torunu-mu

 

 

İlgili Yazılar

Comments are closed.

« »

cheap nfl jerseys wholesale nfl jerseys cheap jerseys cheap nfl jerseys cheap nfl jerseys cheap nfl jerseys wholesale nfl jerseys wholesale nfl jerseys wholesale nfl jerseys wholesale jerseys wholesale jerseys wholesale jerseys